SÖYLEŞİ | ‘Küba’yla dayanışma hepimiz için değer taşıyor’

SÖYLEŞİ | ‘Küba’yla dayanışma hepimiz için değer taşıyor’

soL Haber Portalı – 03.12.2021

José Marti Küba Dostluk Derneği (JMKDD), geçtiğimiz günlerde bir basın açıklaması yaparak Küba’yla dayanışma kampanyası başlatıldığını duyurmuştu.

Dernek Başkanı Nahide Özkan’la dayanışma kampanyasının detaylarını, Küba’ya ablukayı ve ülkedeki son durumu konuştuk.

José Martí Küba Dostluk Derneği olarak geçtiğimiz günlerde Küba’yla bir dayanışma kampanyası başlattınız. Kampanyanın içeriği nedir ve neden gerek duydunuz böyle bir kampanya başlatmaya?
Kampanyayı düzenlemeye neden gerek duyduğumuzdan başlayayım. Biliyorsunuz Küba halkı sosyalist devrime imza attığı dönemden bu yana ABD’nin ablukasına maruz kalıyor. Abluka dediğimiz şey tam anlamıyla bir kuşatma politikası… Küba’nın üçüncü ülkelerle ticaret yapmasını, ülke için hayati önem taşıyan petrole, gıdaya, tıbbi ürünlere ve teknolojiye erişmesini engelleyerek ülkeyi boğmayı ve bu yolla Küba sosyalizmine diz çöktürmeyi hedefliyor. Birleşmiş Milletler tarafından soykırım suçu olarak nitelenen bu politika nedeniyle bugüne dek Küba ulusal ekonomisi yüz milyarlarca dolarlık zarara uğradı; gerekli gıda, ilaç ve tıbbi teknolojiye ulaşamayan binlerce Küba yurttaşı hayatını kaybetti.

Tahmin edebileceğiniz gibi abluka uygulamasının olumsuz sonuçları pandemiyle daha da ağırlaştı. Donald Trump döneminde uygulamaya sokulan ve Küba’nın dış dünyayla olan temasını önlemeyi hedefleyen 243 yeni tedbir Joe Biden hükümeti tarafından devralınmakla kalmadı, pandemi döneminde bunlara yenileri eklendi. Bu dönemde turizm başta olmak üzere en önemli gelir kalemlerinden mahrum kalan Küba’nın temel ihtiyaç maddelerini sağlamak konusunda yaşadığı zorluklar abluka nedeniyle katmerlendi.

Küba kısıtlara rağmen pandemide halk sağlığının korunmasını en öncelikli mesele olarak belirledi’
Küba devleti tüm bu kısıtlara rağmen pandemide halk sağlığının korunmasını en öncelikli mesele olarak belirledi ve bu doğrultuda muazzam bir çaba harcadı. Sonuç beş ayrı aşı çalışması ve üçünün lisanslanması oldu. Küba bugün dünyada en yüksek aşılama oranına sahip ülke olmanın gururunu yaşıyor. Ayrıca ülkedeki tüm çocukları aşıladılar. Bunu yapabilen tek ülke Küba. Bu sayede pandemiye bağlı günlük kayıp sayılarını tek haneli rakamlara çektiler; hiç kayıp vermedikleri günler oluyor.

Biz de kampanyamızı ağır abluka koşulları altında gösterilen bu olağanüstü insani çabaya mütevazı da olsa bir katkıda bulunmak ve Küba halkının yalnız olmadığını bu topraklardan ilan etmek için düzenliyoruz. Kampanyayla Küba’ya şırınga, maske, eldiven gibi sağlık hizmetlerinin sunumunda kullanılan bazı temel ihtiyaç maddelerini yollamayı amaçlıyoruz. Toplam 500 bin TL tutarında bağış toplama hedefimiz var; birkaç ay içinde ulaşacağımıza inandığımız bu tutarla bahsi geçen malzemeleri temin edip Küba’ya göndereceğiz.

‘Kampanya kapsamında göndereceğimiz malzemeler ülkede yer yer yoksunluğu yaşanan ürünler’

Küba’ya yollamak için neden bu malzemeleri seçtiniz? Biz Küba’yı kendi ilacını ve aşısını üretebilen, biyoteknoloji sanayisi güçlü bir ülke olarak tanıyoruz. Özellikle son yıllarda ürettiği kanser aşılarıyla çok gündeme geldi. Siz de söylediniz, pandemi döneminde Covid-19’a karşı kendi aşılarını üretti. Böyle bir ülkenin şırınga, maske, eldiven gibi en basit tıbbi malzemelere sahip olmamasını anlamak biraz güç. Nasıl oluyor da onca ilaç ve aşıyı geliştirebilen bir ülke bu malzemelere ihtiyaç duyabiliyor?
Küba 11 milyon nüfuslu küçük bir ülke. Bu ölçekteki bir ülkenin her alanda kendine yeterli olmasını sağlayacak yatırımlara sahip olması mümkün değil. Ülkenin yer altı, yer üstü kaynakları da bunun için müsait değil. Ne yaparsa yapsın enerjisinin pek azını üretebiliyor örneğin; çoğunluğunu yurt dışından temin etmek zorunda. Aynı durum sanayide ihtiyaç duyulan çeşitli hammadde ve ara ürünler için de geçerli. ABD ablukası yurt dışından tedarikçilere erişimi engelleyince ülkenin üretim süreçlerinde aksama ve yetersizliklerin yaşanması kaçınılmaz oluyor. Kampanya kapsamında göndereceğimiz malzemeler de ülkede yer yer yoksunluğu yaşanan ürünler arasında yer alıyor.

Aslında bu durumda sorunuzu tersinden sormak daha anlamlı olur belki… Küba nasıl oluyor da bu koşullarda onca aşı ve ilacı üretebiliyor? Mucize gibi görünen bu hikayeyi anlatmak için saatler yetmez. Ama kısaca halkın sağlığını her şeyin üstünde tutan bir siyasi iradenin uzun yıllara dayanan kararlı, planlı, bilimsel çabası diyelim.

‘ABD yönetimi göstermelik ve son derece iki yüzlü bir tutum sergiledi’

ABD bir taraftan abluka uyguluyor ama diğer taraftan da geçtiğimiz günlerde Küba’ya bir milyon doz aşı bağışlama önerisinde bulundu. Öneri Küba devleti tarafından reddedildi. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu gelişmeleri?
Burada ABD yönetiminin göstermelik ve son derece iki yüzlü bir tutum sergilediğini söylemek zorundayız. Göstermelik, çünkü ABD hükümeti bu öneride bulunduğunda Küba’da nüfusun yüzde 90’ı çoktan aşılanmıştı bile. İki yüzlüce, çünkü Küba’ya yardım eli uzatırmış gibi yapan ABD, pandemi döneminde ablukayı kaldırmak yerine sıkılaştırarak Küba halkına en büyük zararı verdi. Çok düşmanca bir tutumdu bu. Öyle ki, pandeminin başında ABD hükümeti bir kararname yayınladı ve halihazırda ambargo uyguladığı ülkelere yönelik yaptırımlarını hafifleteceğini ilan etti. Sözde amacı, hedef aldığı ülkelerde pandemiyle mücadeleyi kolaylaştırmaktı. Bunlar gerçekte ne kadar hafifletici adımlar oldu, bu ayrı bir tartışma konusu. Ama Küba bu kararnamede bile kapsam dışı bırakılan tek ülke oldu.

Küba hükümeti artık ihtiyaç duymadığı bu aşıları elbette reddetti. Diğer yandan, aşıların yollanması zaten bir dizi müdahaleci şarta bağlanmıştı ve Küba devletinin bu şartları kabul etmesi söz konusu bile olamazdı. Buna karşılık verdikleri yanıt yine insanlığa ders verici nitelikte oldu. Özetle, “biz de bir milyon aşı verelim; iki ülke olarak ihtiyaç duyan halklara yollayalım” dediler. Nitekim Küba, aralarında Venezuela, Vietnam, İran gibi ülkelerin yer aldığı pek çok coğrafyaya aşı yollamaya başladı bile.

Ülkede aşılama oranı yüzde 90’ı aştı diyorsunuz. Yani aşılama programı neredeyse tamamlanmak üzere. Peki bu aşamada hâlâ ihtiyaç var mı Küba’ya şırınga ve maske yollamaya?
Aşı kampanyasının bir etabının tamamlanmak üzere olduğu doğru ama şimdi bağışıklığı pekiştirmek amacıyla üçüncü doz aşılamaya başladılar. Diğer yandan, dünya genelindeki aşılama hızının içler acısı durumu göz önüne alındığında pandeminin yeni varyantlarıyla daha ne kadar süre karşı karşıya kalınacağı, daha kaç doz aşıya ihtiyaç duyulacağı belirsiz. Ne yazık ki mevcut tabloda bu malzemelere duyulan ihtiyaç devam edecek gibi görünüyor.

ABD ablukası altındaki Küba’yla dayanışma tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ilerici kamuoyunun gündeminde oldu hep. Derneğiniz son yıllarda bu faaliyetleri çok daha görünür hale getirdi. Ama söz konusu olan şey daha ziyade siyasi ve moral bir dayanışmaydı sanki. Böyle maddi boyutu olan bir kampanya düzenlemiş miydiniz hiç?
Haklısınız, derneğimiz şimdiye kadar Küba’yla ilgili anaakım medyada yer bulan yalan haber ve karalamalarla mücadele etmeyi, Küba devriminin gerçekliğini ve kazanımlarını anlatmayı önceleyen bir faaliyet çizgisi izledi. Ayrıca Küba halkıyla dostluk ve dayanışma köprülerinin kurulması için çaba gösterdik; kültür, sanat, bilim ve akademi alanında işbirliklerinin geliştirilmesi için adımlar attık. Bunların yanında Küba’ya maddi destek sağlamayı gözeten faaliyetlerimiz de hiç olmadı değil aslında; Küba’ya düzenlediğimiz onlarca gezinin her birinde katılımcılarımızdan aldığımız bağışlarla dayanışma paketleri hazırlayıp götürdük örneğin. Ama tabii bunlar görece ufak çaplı girişimler oldu. Bu ölçekte bir kampanyayı ilk kez düzenliyoruz. Çok heyecanlı ve umutluyuz; iki ülke arasındaki dostluk bağlarına mütevazı da olsa tarihte yerini alacak bir katkıda bulunacağımız için gururluyuz.

‘İnsanlık tarihi emekçi halkların birbirleriyle büyük bir özveriyle dayanıştığının milyonlarca örneğiyle dolu’

Umutlu musunuz gerçekten? İçinden geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin gündeminde döviz kurlarındaki olağanüstü artış var. Ülkede hızla ve çok çarpıcı düzeyde bir yoksullaşma yaşanıyor. Başka yakıcı sorunlar da var tabii. Böyle bir ortamda ne kadar sevilse de dünyanın öbür ucundaki bir ülke için bağış kampanyası düzenlemek biraz zor ve riskli değil mi? Ne tür tepkilerle karşılaşıyorsunuz?
Ülkemizde halkın büyük çoğunluğunun çok çetin güçlüklerle karşı karşıya olduğu doğru; insanların bizzat yaşadıkları güçlükleri başkalarının yaşadıklarına göre daha yakıcı biçimde hissetmeleri de gayet anlaşılır bir durum. Ama dayanışma dediğimiz şey hiçbir zaman “sorunsuz yaşayanlara” özgü bir eylem olmadı, olmayacak da. İnsanlık tarihi, uzak ve yakın tarihimiz, dünümüz bugünümüz emekçi halkların kendi içinde ve birbirleriyle nasıl büyük bir özveriyle dayanıştığının milyonlarca örneğiyle dolu. Bu uğurda canını verenler bile var. Bazen bir cephede omuz omuza savaşırken, bazen bir afet yerinde arama kurtarma çalışması yaparken… Bunun en canlı örneği Küba değil mi? Pandemi döneminde çaresizlik içinde çırpınan yirmiden fazla ülkeye binlerce sağlık personeli yolladılar, on binlerce hayat kurtardılar. Onca yokluk içinde ve ölüm riskini göze alarak yaptılar bunu.

Herkes kendi derdine gömülse dünya çok daha sevimsiz ve karanlık bir yer olurdu. Ama dayanışma var bize güç vermeye, cesaret ve umut vermeye devam ediyor. Yalnızca “alan” tarafa değil, “veren” tarafa da… Üstelik bu alma verme meseleleri çok iç içe geçen şeyler. Bu da çok doğal; insan toplumsal bir varlık çünkü. Örneğin bugün Küba’nın kanser aşıları dünyada milyonlarca hastaya umut ışığı olmuş durumda. Buna Türkiye’den binlerce kişi de dahil. Küba’nın ayakta kalması tüm insanlık için değer taşıyor. Birbirimizle dayanışmamız hepimiz için değer taşıyor.

Kampanyamız yeni başladı ama şu ana dek çok olumlu tepkilerle karşılaştık. Şimdiye kadar topladığımız bağış tutarının beklentilerimizin ötesinde olduğunu belirteyim. Elbette, “kendi ülkemizde bunca sorun varken…” diyenler de yok değil. Kampanyamızın olmazsa olmaz bir parçası da konuşmak, anlatmak… Hedefimize kısa süre içinde ulaşacağımızdan kuşku duymuyoruz. Bu vesileyle bir kez daha herkesi gerek bağış yaparak gerek kampanya duyurumuzu yaygınlaştırarak bu güzel dayanışmanın parçası olmaya davet ediyoruz.

Jose Marti Küba Dostluk Derneği’nin kampanya metnine şu linki tıklayarak ulaşabilirsiniz:

Dayanışma Ablukadan Güçlüdür!

Kampanya resmi bağış hesap bilgisi aşağıdaki gibidir:

Jose Marti Küba Dostluk Derneği Genel Merkezi adına
Türkiye İş Bankası
Meşrutiyet Şubesi
IBAN: TR47 0006 4000 0014 2131 1477 98