Sosyalist Aşı Emperyalizme Karşı

Covid-19 pandemisinin bu dönemi aşı tartışmaları ile geçiyor. Çünkü emperyalizm koşullarında tüm dünyayı saran virüse karşı bir aşının geliştirilmiş ve üretilmiş olması, insanlığın hizmetine sunulması ile eşanlamlı olmayabilir.

Geçtiğimiz yıl boyunca hayatımızı her yönüyle derinden etkileyen Covid-19 pandemisi ile yaşamaya alıştık. Yenisiyle eskisiyle kendisini bir norm olarak dayatan bu virüsün karşısında üretim süreçleri de yeniden organize oluyorlar. Uzun yıllardır pek de itibarlı bir alan olmayan ve sağlık yatırımlarının ufak bir kısmı ile idare eden aşı çalışmaları, kapitalist dünyada şimdi pek revaçta. Bilindiği üzere biyoteknoloji sektörüne yapılan yatırımların %90’ı, insanlığının tıbbi sorunlarının %10 gibi yükte hafif ama kârlılıkta ağır bir kısmıyla uğraşıyor. Küba hariç.

Dünyanın fakir ülkelerindeki insanları en çok öldüren nedenler önlenebilir ve tedavi edilebilir enfeksiyon hastalıklarıdır. Küba biyoteknoloji sektörü de kitlesel salgın hastalıkları yaşamış olmanın tecrübesiyle, özellikle aşı geliştirme çalışmalarına yoğunlaşmıştır. Bu sayede Küba, çocuklarını 13 hastalığa karşı aşılar ve bu aşıların 8’ini kendisi üretir. Bu sayede Küba, kendi ekonomik gelişim düzeyindeki diğer ülkelerin aksine bulaşıcı hastalıklara insanlarını kurban etmez.

Küba fakir ama sağlıklı bir ülkedir. Küba’da insanlar ishalden veya zatürreden ölmezler. Henüz tıbbın kesin olarak çözüm bulamadığı kanser Küba’daki en ölümcül hastalıktır, zengin ülkelerde olduğu gibi. Aslında, Küba’da biyoteknoloji sektörü kanser için de aşı üretmiştir. Dünyanın dört bir yanından insanlar, akciğer kanserinin belli bir tipine uygun olan bu aşı tedavisinden yararlanabilmek için Küba’ya giderler. Zira uzun yıllardır süren Amerikan ablukası bu aşının dünya halklarına ulaştırılmasını da ciddi biçimde engellemektedir.

Emperyalizm şimdi de insanlığın ortak aklı ile geliştirilen Covid aşılarının dünya halklarına ulaşmasını engelliyor. Devletlerden aldıkları büyük hibeler ve önsatışlar ile Covid-19 virüsüne karşı aşı geliştiren ilaç tekelleri, patent yasaları ile milyarlarca dolarlık kârlarını garantiye almak istiyorlar. Dünya Ticaret Örgütü’nde yürütülen patent feragat tartışmaları, büyük şirketleri destekleyen emperyalist devletlerin çabaları ile perdelenmeye çalışılıyor. Dünya Sağlık Örgütü, en yetkili ağızlardan aşı üretim ve dağıtım süreçlerindeki adaletsizliğe isyan etmek zorunda kalıyor. Bu koşullar altında dünyadaki fakir çoğunluğun aşılanması, virüsün tekrar tekrar mutasyona uğramasına olanak sağlayacak kadar uzun sürecek. Tabi ki mutasyona uğrayan virüse karşı hepimizin tekrar tekrar yeni aşılarla aşılanmamız gerekecek. Neredeyse kapitalizmin son uzun krizine çare olacak kadar büyük bir aşı pastası pişiriyorlar gözlerimizin önünde. Küba hariç.

Kübalı bilim insanları bugünlerde sayısı beşe çıkan aşı adayları üzerine çalışmalarını yoğunlaştırdılar. Bunlardan Faz 3 klinik aşaması için ilgili kurumlardan onay alan Soberana-02 ve Abdala’yı, Kübalı sağlıkçılar binlerce gönüllüye uygulamaya çoktan başladı. Bu iki aşının da önceki aşamalarda ulaştığı güvenlik profili, kısa sürede acil kullanım onayı (dünyada şu an kullanımda olan tüm diğer aşılar gibi) alarak insanları virüsten korumak için sahaya çıkacakları umudunu güçlendiriyor. Kübalı bilim insanları ağustos ayına kadar Küba’da yaşayan insanların tamamının bu iki aşıyla korumaya alınacağını umduklarını belirttiler.

Diğer aşılardan Mambisa, dünyada ilk kez burundan uygulanacak şekilde geliştirildi. Yine Soberana plus da, dünyada ilk olarak, Covid hastalığını geçirmiş ama yeniden hastalanmayacak kadar kuvvetli bağışıklık yanıtı geliştirememiş olanlar için hazırlanıyor. Öncesinde Soberana-01A olarak adlandırılan bu aşı adayı, Mambisa ile birlikte diğer aşılarla yapılan bağışıklamayı güçlendirmek ve mutant virüs formlarına karşı bağışıklık oluşturmak için de kullanılacak.

Dünyadaki eski salgınlarla karşılaştırıldığında, insanlık kendisini böylesine bir pandemiden koruyacak aşıları geliştirmek konusunda oldukça ileri bir noktaya ulaşmış durumda. Ama maalesef emperyalizm, insanlığa bu gelişkin sağlık yöntemlerini ulaştıracak beceriye sahip değil. İlaç tekellerinin kâr hırsı ve pazar payı kapma yarışı, insanlığın karşılaştığı bu ciddi krizi birlikte aşma şansını kaybetmesine neden oluyor. Neyse ki dünyanın bir köşesinde mütevazi bir itiraz yükseliyor.

Sosyalizm, Küba’ da insanlığın geleceğini başka bir biçimde ilerletme alternatifini karınca çalışkanlığı ve sabrı ile örgütlüyor. Emperyalist devletler ise tüm dünyaya kurtuluşu kendi hegemonyaları karşılığında satmaya çalışıyorlar. Küba hariç.