Fidel’in ülkesinde sinema: ‘Güzel ve önemli bir şey’

Küba’nın en doğusunda, Baracoa ilinin dağ köyü Los Munos’ta hayatında ilk kez bir film izleyen Kübalıya ne düşündüğünü sorduğunda başlıktaki yanıtı alır. “Por Primera Vez” (İlk Kez) belgeselinin yönetmeni Octavio Cortázar. Film 1967 yılında ICAIC çalışanlarının kamyona yüklediği film gösterim ekipmanları ile ilk kez film izleyecek Kübalıların yaşadığı Los Munos’a yolculuklarını ve köydeki yaklaşık 100 kişinin Chaplin’in “Modern Zamanlar” filminin izlemelerinin hikayesini anlatır.

Küba’da sinema Küba halkı ile aynı kaderi paylaşmakta iken devrim sayesinde diğer alanlardaki gelişmelerin benzeri sanat ve sinema alanında yaşandı. Sinema, devrim öncesinde sadece şehirlerde zengin kesimin takip ettiği, ABD hegemonyasında bir eğlence, Küba ise sadece güzel bir film platosu iken; devrimden sonra, halkın tamamının  eriştiği bir sanatsal yaratım ve izleme etkinliğine dönüştü. Başta sinema eğitimi alan gençler olmak üzere yaratıcılığı geliştirmek için film üretim sürecine de katılma imkanı yaratacak etkinlikler düzenlenmeye devam ediyor. Bu sayede kendi gerçekliklerini sinema alanına taşımak ve paylaşmak imkanı kazanan Kübalılar sorunlara yeni bakış açıları geliştirme konusunda zengin bir deneyim sahibi oluyor.

Devrimden hemen birkaç ay sonra çıkarılan kültür yasasına “film bir sanattır” cümlesi ile başlayan devrim, 1959 yılının Mart ayında Küba Sinema Sanatı Enstitüsü’nü (ICAIC) kurar. Benzer  örneği ancak kendisi gibi başka bir devrimde, Ekim Devrimi’nde, bulunabilecek bir deneyim ile Küba halkının film izlemesi için mobil ekiplerle dağ tepe aşarak gösterimler düzenlemiş, sinemaya sıradan bir iletişim olanağı olarak bakmamış ve halkın örgütlenmesinde, zorlukları aşmakta, mücadelede etmekte sinema önemli bir araca dönüşür. Devrimden sonra “bilmiyorsan öğren, biliyorsan öğret” sloganı ile düzenlenen okuma yazma kampanyasına benzer bir kampanya ya benzeyen bu kampanyada ülkede hiç film izlememiş kimse kalmamıştır.

Sinema teknik imkanlara çok bağlı bir sanat olduğu ve gerekli malzemeler ithal edildiği için film üretim süreci ABD ambargosundan en faza etkilenen alanların başında gelse de  dayanışma ve satın alma yolu ile ham film tedarik ederek film üretimi Sovyetlerin çözülüşünden sonra yaşanan “özel dönemde” bile devam ettirdi Kübalılar.

Fidel 1971 yılındaki düzenlenen ilk eğitim ve kültür kongresinde Küba Devrimi’nin sanat ile kurduğu ilişkiye dair şöyle diyordu; “Devrimci bir süreçte yaşayan devrimci bir halk için, kültürel ve sanatsal yaratımlar, ancak, halk için kullanılabilirliklerine, halka verdiklerine göre, insanın dileklerine, insanın özgürlüğüne göre değer kazanırlar.”

Bu özgürlüğün sağlanabilmesi için filmlerin üretim sürecinden malzemenin kullanılmasına, filmlerin izlenmesine her aşamanın ciddi bir devlet desteği bulunuyor. Ayrıca sanatçıların özgürce tartışabilecekleri çok sayıda sanatçı örgütlenmesi de mevcut. Film üretim sürecindeki özgürlüklerle ilgili tartışmalar yine ambargo sebebiyle kısmen mecbur kalınan ortak yapımlar etrafında dönse de günümüzde dijital teknolojinin gelişmesi ve yapım maliyetlerinin ucuzlaması sayesinde bu büyük bir sorun olmaktan çıkmaya başlıyor. ICAIC her yıl teknik açıdan da gelişkin daha fazla sayıda film üretmeye devam ediyor.

Günümüzde 1979’dan bu yıla devam eden Yeni Latin Amerika Sineması Festivali her yıl aralık ayında Havana’da düzenleniyor. Bu festivalde Latin Amerikalı kimliğine vurgu yapılması, ortak gündemlerin paylaşılması tartışılması önemseniyor. Festival başlıkları özellikle bu başlıklara göre belirlenen festivalde tanınmış yönetmenlerin yanı sıra çok sayıda Latin Amerikalı yönetmenin ilk filmi bu festival sayesinde yaygın bir gösterim imkanı buluyor. Festivalin 38’incisi 8-18 Aralık 2016 tarihinde düzenlenecek.

Hakan Bulut

http://haber.sol.org.tr/dunya/fidelin-ulkesinde-sinema-guzel-ve-onemli-bir-sey-177652